Yapay Zekâ ile Hazırlanan Delillerin Hukuki Geçerliliği

21 Mayıs 2025 Çarşamba

Yapay Zekâ ile Hazırlanan Delillerin Hukuki Geçerliliği

Yapay zekâ teknolojilerinin hukuk dünyasındaki etkisi giderek artıyor. Artık bazı taraflar, dava dilekçelerini hazırlarken yapay zekâdan destek alabiliyor, hatta görsel ya da yazılı delilleri bu teknolojilerle üretebiliyor. Peki, yapay zekâ ile hazırlanan deliller mahkemede geçerli mi? Bu sorunun yanıtı, teknolojinin sunduğu imkânlardan ziyade, delilin hukuki niteliklerine bağlı.

Delilin Hukuki Geçerliliği Ne Anlama Gelir?

Türk hukuk sisteminde bir delilin mahkemede geçerli sayılması için temel şart, hukuka uygun biçimde elde edilmiş olmasıdır. Bunun dışında:

  • Olayla ilgili ve açıklayıcı olması,
  • Taraflarca tartışılabilir nitelikte bulunması,
  • Mahkeme tarafından serbest delil sistemine göre değerlendirilebilir olması gerekir.

Yapay zekâ tarafından oluşturulan içerikler (örneğin bir yazı, analiz, yüz tanıma sonucu, görsel vb.), bu unsurları taşıyorsa teorik olarak delil olabilir. Ancak delilin nasıl elde edildiği, yani hukuka uygunluk, en kritik konudur.

Yapay Zekâ Ürünü Deliller Ne Tür Riskler Taşır?

Yapay zekanın sunduğu içerikler genellikle "simülasyon", "tahmin" veya "üretilmiş veri" niteliğindedir. Bu da aşağıdaki sorunlara neden olabilir:

  • Gerçeklik sorunu: İçeriğin gerçeğe uygunluğu her zaman garanti edilemez.
  • Kaynak sorunu: İçeriğin hangi verilerle üretildiği ve bu verilerin güvenilirliği çoğu zaman belirsizdir.
  • Manipülasyon riski: Yapay zeka ile üretilmiş görseller, ses kayıtları ya da videolar (deepfake) kolaylıkla gerçekmiş gibi sunulabilir.

Bu sebeplerle, mahkemeler genellikle Yapay zeka üretimi delillere tek başına itibar etmekten kaçınır. Bu tür deliller, ancak diğer somut delillerle desteklendiğinde dikkate alınabilir.

Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi Kararlarında Ne Durumda?

Henüz Yargıtay’ın doğrudan “yapay zekâ ile oluşturulmuş bir delilin geçerliliği”ne ilişkin emsal bir kararı bulunmamaktadır. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü ve özel hayatın gizliliği konularındaki kararlarında dijital içeriklerin delil olarak kullanılmasında hukuka uygunluk ilkesine sıkça vurgu yapıldığı görülmektedir.

Örneğin; Anayasa Mahkemesi, gizlice elde edilen bir ses kaydının mahkemeye delil olarak sunulmasını, hukuka aykırılık nedeniyle ihlal saymıştır. Aynı şekilde, yapay zekâ destekli yüz tanıma sistemleriyle elde edilen verilerin de kişisel veri kapsamında olduğu ve özel hayatın gizliliğini ihlal edebileceği belirtilmiştir.

Sonuç: Yapay Zekâ Destekli Deliller Kullanılabilir mi?

Evet, ancak bazı şartlarla. Özetle:

  • Yapay zeka tarafından oluşturulmuş içerikler, hukuka uygun şekilde elde edilmişse,
  • Delil, olayla doğrudan ilgiliyse ve doğruluğu başka delillerle desteklenebiliyorsa,
  • Tarafların bu delili tartışmasına imkân veriliyorsa,

mahkemeler tarafından dikkate alınabilir.

Ancak Yapay zeka içeriklerinin tek başına belirleyici bir delil olarak kabul edilmesi, bugünkü hukuk uygulamasında oldukça sınırlıdır.

Hukuki Süreçte Destek Alın

Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, hukuki süreçlerin temelinde adil yargılanma hakkı ve delillerin güvenilirliği yatmaktadır. Bu nedenle, yapay zekâ kullanımı içeren bir hukuki süreciniz varsa, uzman bir hukukçudan destek almanız önemlidir.

Sorularınız için bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.